KERPE
Kerpe yine Kefken, Kumcağız gibi İstanbul'a çok yakın olmasına rağmen saklı kalmış gezilebilecek güzellikte bir yer. Kumcağız, Kerpe ve Kefken arasında kalmaktadır. Her ikisine de hemen hemen eşit mesafededir.
Kumcağız ve civardaki gezilecek yerlerin en büyük avantajı ulaşımının çok kolay olması.
Kerpe sahili sağlı sollu balık lokantaları ile dolu. Yörenin en eskisi Karagöz Restaurant. Bu arada Diem Restaurant'ta da muhakkak uğrayın. Hem balık hem de et türlerinden oluşan zengin bir mönüsü var. Burada mevsime göre hemen her çeşit deniz balığı yenebiliyor.
Kumcağızlılar, özellikle mevsim balıklarıyla Eylül ayında yörenin ayrı bir güzel olduğunu söylüyor.
Kerpe sahilinde balık istemeyene gözleme, pide, etli ekmek gibi alternatifler de var. Zaten Kerpe de Kumcağız gibi aslında tipik bir tatil beldesi. Etraftaki yazlık ev sayısı son yıllarda iyice artmış. Tek fark biraz fazla kalabalık olması. Kumcağız'daki gibi uzun bir kumsala sahip değil. Özellikle yaz aylarında kumsal çok küçük olduğu için iğne atsanız yere düşmeyecek durumda olur. Ama bu yöre yine Kumcağız gibi henüz doğallığını yitirmemiş.
Kerpe ve Kumcağız Karadeniz'in diğer koylarının aksine batıya bakıyor.
Aslında Kerpe'nin her köşesi yürüyüş, bisiklet gibi sporlar için ya da güzel fotoğraf kareleri yakalamak için çok uygun. Kartpostal güzelliğinde görüntüler yakalamak mümkün.
Kerpe'de de plaj tamamen kum. Deniz tipik Karadeniz'e hiç benzemiyor. Açıklara kadar sığ ve dalgasız. Bu yüzden derinde yüzmek isteyenlerin kayalıkları tercih etmesi gerekiyor.
Kerpe denizinin Karadeniz olduğuna inanmak çok güç. Çünkü çoğunlukla tertemiz, durgun ve sığ bir su. Özellikle çocuklar için ideal. Kumcağız ve Kerpe, Şile veya Karadeniz'in başka sahilleri gibi hırçın bir denize sahip değil o yüzden çok şaşıracaksınız.
Kerpe'de de Kumcağız'daki gibi gün batımını izlemeğe doyamayacaksınız.